Genel Müdürümüz Nihal Arslan, Fikir Liderleri Dergisi’nin sürdürülebilirlikten Ali Raif’in gelecek planlarına kadar uzanan geniş yelpazedeki sorularını yanıtladı.
Röportajımıza başlarken; Ali Raif İlaç’ın yakın geçmişte (son 5 yıl odaklı ama dilerseniz daha geriden de başlayabilirsiniz) gerçekleştirdiği ve yürütmekte olduğu, iz bırakan bilimsel ve sosyal sorumluluk çalışmalarıyla ve çıktılarıyla ilgili genel bir bilgi almak isterim.
Ali Raif İlaç olarak, insan sağlığı için yüksek kalitede ürün ve hizmet sunma amacıyla çalışmalarımızı 60 yıldır sürdürüyoruz. Bir yandan tedavide önemli ve özellikli ürünleri farklı ülkelerden ithal ederken diğer yandan 2017 tarihinde kurduğumuz Ar-Ge Merkezimizde geliştirdiğimiz ürünlerimizi, Türk Tıbbının hizmetine sunuyoruz. Ürünlerimizin tedavi alanlarında kesintisiz destek vermeye özen gösteriyoruz. Sağlık profesyonellerine doğru ve güncel bilginin ulaştırılmasına, yenilikçi ve benzersiz bilimsel projelerin ve fikirlerin hayat bulmasına katkı sağlıyoruz. Hasta odaklı yaklaşımımızı her zaman koruyarak bilgi ve deneyimimizi, tedavi başarısını yükselten ürün ve formları üretmekte kullanıyoruz.
Kurumumuzun sağlıktaki faaliyetlerinin yanı sıra eğitim alanında da değerli katkıları var. 2011 yılında Samsun Alaçam’da eğitim ve öğrenime kazandırdığımız Anadolu Lisesi’ndeki öğrencilerimize desteğimizi sürdürüyoruz. Bunun yanı sıra Tıp eğitimi alan ve burs ihtiyacı olan öğrencilere yıllık burs imkanlarımız devam ediyor.
Sağlık ve eğitim ile ilgili faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ile iş birliğine giderek, eğitim kurumlarına bağış, kişisel gelişim amaçlı kurum içi atölye çalışmaları , ilk öğretim çağındaki çocuklarımıza bilim ve kodlama eğitimleri, kanser tedavisi gören çocuklarımıza hijyenik oyun merkezi oluşturulması, kadın emeğini değerlendirme gibi alanlarda katkı sağlıyoruz. Faaliyetlerimizin toplumsal faydaya dönüşmesini her daim önemsiyoruz.
Bu çalışmaları gerçekleştirirken en önemli motivasyonuz ne oluyor? Mutlaka dönem dönem karşılaştığınız zorluklar oluyordur; nasıl aşıyorsunuz, aşamadıklarınız oluyor mu? Bilimsel ve sosyal sorumluluk çalışmalarınızın çıktıları yönetim şeklinizin geleceğine nasıl etki ediyor? Orta ve uzun vade hedefleriniz neler?
Sağlığa hizmet eden bir kurumuz. Sağlığımızın ne kadar değerli olduğu düşünülürse yaptığımız iş o kadar anlam kazanıyor. En önemli motivasyonumuz insanların hayatlarına dokunmak, onların sağlığını ve yaşamlarını iyileştirmek bununla birlikte insan kaynağımızın kendi potansiyelini ortaya çıkarabilecekleri, mutlu çalışacakları bir güven ortamı sağlamak ve tüm paydaşlarımız için güvenilir bir iş ortağı olmaktır. Bunun için hep daha iyinin peşinden koşacağız.
Daha çok büyümeyi, daha fazla ilaç üretmeyi, daha yeni ürünleri pazara vermeyi, ihracatımızı artırmayı, daha fazla istihdam sağlamayı, daha fazla yenilik yapmayı, daha fazla iyilik yapmayı ve mutlu olmayı istiyoruz. Tüm bunları yapmak için cesaretimizi birbirimizden alıyoruz.
Ali Raif köklü bir kurum. Aynı zamanda büyük bir aile… Zaman zaman yaşanan sıkıntılara ailece göğüs geriyoruz. Tüm zorluklara rağmen sektörümüzde her yıl önemli ölçüde büyüyen firmalar arasında olmaktan gururluyuz. Dünya ile birlikte ülkemiz de ekonomik olarak zor bir dönemden geçiyor.
Bu zor dönemde önemli bir yatırım yapıyoruz. Mevcut fabrikamızın yanı sıra üretim kapasitemizi dört katına çıkaracak istihdam hacmimizi önemli ölçüde artıracak ihracat olanaklarımızı çeşitlendirecek bir fabrika inşa ediyoruz. Yeni üretim hatlarının da devreye girmesiyle iş hacmimizi büyütmek istiyoruz.
Diğer yandan Ar-Ge Merkezimizi büyüterek yeni ürünler için çalışmalarımıza devam ediyoruz, Turkishtime ARGE250 Araştırması’nda marka ve patent portföyü çalışmaları bakımından son yıllarda ilk sıralarda olmak bize gurur veriyor.
Pek çok firma gibi genel ekonomik değişkenlerden, enflasyondan, döviz artışlarından olumsuz yönde etkileniyoruz. Değiştiremediğimiz konularda, değiştirebildiklerimize odaklanıyoruz. Tedbirlerimizi alarak istikrarlı olmaya özen gösteriyoruz. Pandemide öğrenen ve paylaşımcı bir organizasyon olmanın faydasını gördük. Bu zor dönemi birlikte, teknolojik dönüşümle, değişime uyumla, büyüyerek ve gelişerek geçirdik.
Günümüzde her şirketin bir odak noktası var; Ali Raif İlaç’ın odağında ne ya da neler var, bu doğrultuda ne gibi çalışmalarınız var? Ek olarak sürdürülebilirlik ile ilgili çalışma ve düşüncelerinizi anlatır mısınız?
Odağımızda her zaman insan ve sağlığa hizmet olmaya devam edecek. 60 yılda oluşturduğumuz güveni hep korumayı amaçlıyoruz.
Ali Raif İlaç olarak kuruluşumuzdan bu yana gastroenteroloji, kardiyoloji, endokrinoloji ve diyabet, pediyatri, psikiyatri ve nöroloji, fizik tedavi, romatoloji ve ortopedi alanlarında faaliyet gösteriyoruz. Bunların yanı sıra hematoloji, organ nakli, Multiple Skleroz (MS), Idiyopatik Pulmoner Fibrozis (IPF) gibi özelleşmiş tedavi alanlarında da güvenilir bir paydaş olarak çalışmaya devam ediyoruz. Bir yandan Aris Life çatısı altında takviye edici gıda statüsündeki ürün portföyümüz giderek gelişiyor.
Bugün 210’u aşkın farklı farmasötik formdaki ürün çeşidi, 70’ten fazla marka ile Türk Tıbbına hizmet etmekten mutlu ve gururluyuz. Yeni yılda da Türk Tıbbına yeni ürünler kazandırmaya devam edeceğiz.
Özellikle diyabet ve kardiyoloji alanlarındaki etkimizi ve faydamızı artırmayı hedefliyoruz. Topluma yüksek kalitede yeni ürünlerle, hasta uyumunu artıran yeni formlarla ve farmako-ekonomi sağlayan markalar ile hizmet etmeyi amaçlıyoruz.
Kurumumuzun iş hacmini artırması, finansal ve ekonomik açıdan devamlılığı, çalışanlarımızın geleceğe güvenle bakabilmesi ve insan kaynağımızın sürekli gelişimi sürdürülebilirlik hedeflerimiz arasındadır. Tüm süreçlerimizde sorumlu üretim ve kontrollü tüketim ile atık yönetimine önem veriyoruz. Enerji sarfiyatında tasarruf sağlayacak şekilde düzenli iyileştirmeler yapıyoruz. Sıfır atık çalışmalarımızı geri dönüşüm kapsamında ofis ve fabrika olmak üzere tüm adımlarımızda sürdürüyoruz. Kurum genelinde başlattığımız “Yeşilce Hareketi“ ile karbon ayak izimizi azaltıyoruz. Tek kullanımlık plastik materyal tedariğini sonlandırdık. Kâğıt sarfiyatını minimize ettik, dijital modüllerin kullanımını ile fiziki evrak yükünü azalttık. Ege Orman Vakfı iş birliği ile Manisa Soma Işıklar Mevkii’nde ülkemize yeşil nefes olmaya devam edecek 10.000 fidanlık bir Hatıra Ormanı oluşturduk. Kurum genelinde sürdürülebilirlik vizyonu kapsamında alt yapı çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Ulusal bir ilaç firmasının Genel Müdürü olmak size nasıl sorumluluklar yüklüyor?
İlaç Endüstrisi nadide bir sanayidir. Her ülkede gelişmiş bir ilaç sanayi yoktur. Uluslararası standartlarda üretim yapan, dünyaya ilaç ihraç eden ilaç sanayimiz ülkemiz için gurur kaynağıdır. Bir ülkenin kendi ihtiyacı olan ilacı üretmesi, stratejik önemdedir. Türkiye’de üretim tesisleri çok modern ve gelişmiştir, üretilen ilaçlar çok çeşitlidir, kalitelidir ve dünyanın her ülkesinde güvenle kullanılabilecek standartlardadır. 36 yıllık deneyimime dayanarak ve ülkesini seven biri olarak sorumluluğumuzun gerçek anlamda sağlığa her koşulda ve her platformda hizmet vermek olduğunu düşünüyorum. Hizmet ettiğimiz alanda üretim yapmayı çok değerli buluyorum. Ulusal bir firma olarak üretimimize her koşulda devam etmek, üretim kapasitemizi gelecek yıllar için artırmak, ilaca erişimi her koşulda sağlamak, yeni tedavi alanlarını sürekli olarak araştırmak, yeni tedavi metotlarının uygulanması ve üretilmesi için yatırımlar yapmak, Ar-Ge yatırımlarımızı artırmak, daha fazla ülkeye daha fazla hacimde ihracat yapmak, daha fazla verimlilik peşinde koşmak, daha fazla istihdam yaratmak, insanımıza ve ülkemize katkı sağlamak bizim sorumluluğumuz ve hedefimizdir.
İlaç endüstrisinin tüm dünyada her bakımdan yaşadığı hızlı değişim ve gelişim ışığında; dünyada sağlık trendleri ile ilaç ve sağlıkta kendine özgü regülasyonları olan Türkiye’de endüstri, hekim, otorite ve toplum açısından sağlık ve ilaç endüstrisinin geleceği ve trendleri hakkındaki düşüncelerinizi almak isteriz.
Dünya nüfusu 8 milyarı aşarken sağlık ve teknolojideki gelişmelerin katkısı ile yaşam uzuyor, popülasyon yaşlanıyor. Uzun yaşam süresi sağlık ekonomisini de gündeme getiriyor. Kronik hastalıkların tedavisinin yönetimi ile koruyucu sağlık anlayışı ön plana çıkıyor. Bu nedenle sağlık ekonomisindeki sürdürülebilirlik, özellikle farmakoekonomik açıdan hem otoriteyi hem de endüstriyi yakından ilgilendiren bir konu olurken diğer taraftan da koruyucu ve sağlığa destek tedavileri de hızla çeşitlenmeye devam ediyor. Tüketici sağlığı da bu anlamda gelişecek bir alan olarak görünüyor.
Biyoteknolojik ürünler ile kişiselleştirilmiş tedavi gibi imkanlar ise yaşam süresine katkı sağlayan önemli gelişmeler arasında yer alıyor. Bu alanda yenilikçi tedavi yaklaşımlarına yatırım yapan firmalar kadar üretim teknolojilerinde kendini yenileyen kurumlar da bir adım önde olacaklardır.
Sağlık teknolojilerinin tedavinin her aşamasında yoğun kullanılmakta olduğuna şahit oluyoruz. Tedavi aşamasındaki kişiselleştirilmiş ilaç imkanı sunan robotik cihazlar, üretim alanında yapay zeka tabanlı verimliliği yükselten cihazlar, sağlık teknolojisinde yerlerini almaya başlamıştı. Sağlık iletişimi alanında da yüz yüze hekim-hasta iletişiminin yanı sıra tele tıp uygulamaları, online görüşmeler, artırılmış ve sanal gerçeklik uygulamalarının kullanıldığı dijital tanıtım ve öğrenme mecraları, e-nabız ve HES gibi takip sistemleri kullanımımıza girdi. Tüm bu deneyim ile otoritenin sağlıkta dijitalleşme yaklaşımı ile hasta verileri üzerinden ulusal çapta akut ve kronik hastalık haritalarının çıkarılabilmesi, tedavi başarılarının ölçümlenmesi ve ulusal hastalık prevalanslarının ve farkındalıklarının takibi de mümkün olabilecektir. Bu çalışmalardan alınacak verilerin önleyici tedavi protokollerine eklenmesiyle ikinci ve üçüncü basamak tedavi kuruluşlarının hasta yükünü hafifletmesi beklenilebilir.
Sağlık okur yazarlığı oranının yükselmesi hem akılcı ilaç kullanımını yaygınlaştıracak hem de hekim meşguliyetlerini azaltacaktır. Sağlık Bakanlığının ve İlaç Endüstrisinin gündeminde bu konu mutlaka olacaktır.
Bu makale, Fikir Liderleri Dergisi’nin 4. cilt 8. sayısında 2023 içinde yayınlanmıştır.
Nihal Arslan