Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB); dikkat süresi kısalığı/dağınıklığı, hareketlilik ve dürtüsellikle* seyreden, belirtileri büyük oranda hayat boyu süren nörogelişimsel bir bozukluktur (APA 2013). Çocukların ve ergenlerin %3-13’ü DEHB tanısı alır. 6-17 yaş arası çocukları etkileyen en yaygın nörodavranışsal sorunlar arasındadır. Erkeklerde daha sık görülmektedir. Her ne kadar çocukluk ve adölesan hastalığı olarak bilinse de, artık yaşam boyu süren bir hastalık olduğu bilinmektedir. DEHB belirtilerinin %60-80 i yetişkinliğe kadar devam eder. Yetişkinlikte tedavi edilmemiş DEHB düşük iş performansı, ilişki problemleri, düşük sosyoekonomik düzey gibi bir çok soruna da yol açar.
Çocuğumuzda hangi belirtiler varsa DEHB den şüphelenmeliyiz?
Dikkatsizlik
- Çoğu kez detaylara dikkat etmekte zorluk çeker veya okul ödevlerinde, işte ve diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapıyor ise,
- işlerine veya oyun aktivitelerine dikkatini vermekte güçlük çekiyor ise,
- onunla konuşurken dinliyormuş gibi görünmüyor ise,
- talimatları sırası ile izlemekte güçlük çekiyor ve uğraştığı ödevi, işi bitiremiyor ise,
- görevlerini ve faaliyetlerini düzenlemekte güçlük çekiyor ise,
- fazla odaklanma ve zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınıyor veya bunları sevmiyor ise,
- işleri ve faaliyetleri için gerekli şeyleri (malzemelerini) kaybediyor,
- etraftaki diğer şeylerden dikkati kolayca dağılıyor ise,
- günlük faaliyetlerinde unutkan ise,
Hiperaktivite ve dürtüsellik
- Çoğu kez elleri ayakları kıpır kıpırdır veya oturduğu yerde kımıldayıp duruyor,
- oturması istenildiğinde, yerini terk ediyor,
- uygun olmadığı halde etrafta koşuşturup veya çevresindeki şeylere tırmanıyor,
- sessizce oynamakta veya eğlenmekte güçlük çekiyor,
- sürekli ‘hareket’ halindedir veya ‘motor takılmış’ gibi ise,
- aşırı konuşuyor,
- sorular daha tamamlanmadan cevabını veriyor,
- grup faaliyetlerinde sırasını beklemekte güçlük çekiyor,
- başka kişilerin faaliyetlerine müdahale ediyor ise ve
bu şikayetler aile, okul ve sosyal ortamlarda belirgin işlevselliğe sebep oluyor ise dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğundan şüphelenip, işin uzmanına başvurmalıyız.
DEHB tanı ve tedavisi önemlidir.
Bu kişiler tedavi almadığında, aşağıdaki işlev alanlarında bozukluklar gelişmektedir:
- Zeka düzeyinin altında eğitim almış olmak
- İş başarısı düşüklüğü, sık iş değiştirme
- Ailede ilişkisel sorunlar
- Sosyal problemler
- Günlük hayata dair görevlerini organize edememe
- Daha çok kaza ve trafikte hız ihlali
- Alkol ve madde kullanımı
- Maddi planlamada zorluklar
Madde kullanım bozukluğu bu hastalarda 6 kat daha fazla görülmektedir. Bunun yanında uyku bozuklukları, davranım bozuklukları, anksiyete bozuklukları ve depresyon gibi birçok psikiyatrik hastalıkta eşlik etmektedir.
DEHB, beyinde dopamin ve noradrenalin hormonunun normalden az olması veya fonksiyonlarında azalma sonucu oluşan bir hastalıktır. DEHB’nin primer tedavisi ilaç tedavisidir. Bunun yanında davranışçı yöntemler, ebeveyn eğitim programları, motor kontrol için eğitimler ve spor programları da ilaç dışı diğer tedavi yöntemleridir. İlaç tedavisi stimülan ( metilfenidat vs), ve non-stimülan (atomoksetin) tedavileri içermektedir. Aileler kimi zaman çocuklara ilaç verilmesini istememekte, bu yüzden ya doktora başvurmamakta ya da verilen ilaçları kullanmamaktadırlar. Özellikle stimülan grubu ilaçların kırmızı reçeteli satılıyor olması ve kontrole tabi olması ailelerde ‘Acaba benim çocuğumda da bağımlılık yapar mı?’ sorusu ile birlikte tedavi uyumunu bozmaktadır.
DEHB tedavisi bağımlılık yapmaz, tam tersine DEHB tedavisi olmayan kişilerde bağımlılık riski artar. Yine DEHB tedavisinde kullanılan ilaçların iştah üzerindeki olumsuz etkisi ve büyüme-gelişmeyi yavaşlatıcı etkisi aileleri düşündüren diğer yan etki sebebidir. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, bu tedaviler kısa dönemde boy ve kilo artışını geciktirse de bu bireyler yetişkinlikte beklenen boyu yakalarlar. Unutmayalım, çocuklarınıza zararı DEHB ilaçları değil, tedavi edilmemiş DEHB verir.
*:Dürtüsellik; kişilerde davranışları planlamada, istekleri ertelemede ve kendini durdurabilme becerilerinde zorlanmayla kendini gösteren bir durumdur.